Blog

Ergenlik Döneminde Mindfulness Uygulamalarının Önemi
Ergenlik Dönemi ve Mindfulness Uygulamaları

Ön-ergenlik dönemine denk gelen ortaokula başlama süreci çocukların fiziksel, bilişsel, sosyal değişim ve gelişimlerinin yanı sıra akademik anlamda da birçok yenilikle karşılaşmaları bakımından önemlidir. Tüm bu değişim ve yenilikler çocuklarda zorlayıcı duygular hissedilmesine sebep olabilmektedir ve çocuklar bu dönemde daha fazla ilgi, destek ve anlayışa ihtiyaç duyabilmektedir. Lassalle (1991), bu yaş grubundaki çocukların yalnızca ortaokula geçişle ilgili kaygılar açısından ele alındığını fakat yarı çocuk yarı ergen olan bu gençlerin kimliği üzerinde de durulması gerektiği ifade etmektedir. Ortaokula henüz başlayan çocuklar ile akademik kaygı, ortaokula uyum çalışmaları Lassalle’nin de ifade ettiği gibi eksik kalmaktadır. Ayrıca, ön-ergenlik süreci, aynı zamanda ergenliğe hazırlık sürecidir ve ön-ergenlik sürecinin nasıl geçtiği, ergenlik sürecinin nasıl geçirileceğinin de habercisidir. Bu nedenle çocukların ön-ergenlik sürecinde deneyimledikleri değişim ve gelişimlerin neden olabileceği zorlayıcı duygu ve durumları fark ederek, duygu ve tepkilerini sağlıklı bir şekilde yönetebilmeleri için yetişkinlerin desteğine, bilinçli rehberliğine ihtiyaç duyarlar..

Ergenlik döneminde ise biyolojik, psikolojik, sosyal gelişim süreci devam ederken aynı zamanda ergen, kimlik yapılandırması süreci ile de karşı karşıyadır (Erikson, 1964). Parman (1998), ergenlik dönemi için ikinci doğum ifadesini kullanmıştır. Çocukluktan erişkinliğe geçiş süreci olarak da ifade edilen ergenlik dönemi gençler için zorlayıcı, stresli, kafa karıştırıcı olabilmektedir ancak ergenlikteki gerilim kaçınılmaz değildir. Ergenin yaşadığı kimlik krizini çözümlemesi için, ergenin stres kaynaklarını tanıması, başa çıkma kaynaklarını kullanabilmesive kendini düzenlemesi önemlidir (Lohman ve Jaris, 2000). Ergenin yaşadığı değişim, gelişim ve kimlik krizinin neden olduğu stresin olumsuz etkilerine karşı davranışsal ve bilişsel stratejileri kullanmak oldukça etkilidir. Ergenlerin stresin olumsuz etkilerine karşı çeşitli stratejiler bilmeleri ve uygulamaları bu bakımdan önemlidir. (Price ve Stuart, 2002). Aslında tam da bu noktada, ergenlik dönemindeki bireylerin yaşadığı biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişim ve kimlik krizinin neden olduğu zorlayıcı duygu ve duyumlar için gerekli olan beceriler için mindfulness egzersizlerinden sıklıkla faydalanılmaktadır.

Mindfulness, dikkati bilinçli bir şekilde, kabul edici bir tutumla, yargılamaksızın şimdiki an’a vermektir. Mindfulness uygulamalarında dikkat sürekli olarak nefes alış verişe, beden duyumlarına, duygulara ve düşüncelere odaklanmaktadır. (Kabat-Zinn, 2009)

Mindfulness becerileri, ergenlik dönemindeki bireylerin hissedebilecekleri stres, kaygı, öfke, korku gibi zorlayacı duygular ile bedenlerinde hissettikleri duyumları, yoğun düşüncelerin olumsuz etkilerini azaltmada etkilidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar da mindfulness temelli uygulamaların çocuklarda zor duyguların yönetilmesi becerilerinin gelişmesinde etkili olduğu ortaya koymaktadır (Lee, Semple, Rosa, Miller, 2009; Semple ve Lee, 2014). Çocuk ve ergenlerde zor duyguların yönetilmesinde, çocukların duygularını zararlı ve yıkıcı yollar ile ifade etmek yerine duruma ve duyguya uygun tepkiler verebilmelerine olanak sağlayan mindfulness becerileri ve uygulamaları kullanılmaya başlanmıştır (Broderick ve Jennings, 2013; Semple, Lee, Rosa ve Miller, 2009).

Mindfulness Uygulamaları ve Duygu Yönetimi

Mindfulness, duygularımız ile tepkilerimiz arasına boşluk koyabilmemizi sağlar. Mindfulness uygulamalarının ihtiyacımız olan boşluğu nasıl sağladığını daha iyi anlamak için sinir sistemi ve beyinden kısaca bahsetmek faydalı olabilir.

Sempatik sinir sistemi, hayatın olası tehditlerine karşı hayatta kalabilmemiz için “savaş ya da kaç” tepkisi vermemiz üzerine programlıdır. Kendimizi tehlike altında hissettiğimizde beynimizin Amigdala denen bölümüne sinyaller gönderilir. Tehdit sinyalleri alan Amigdala sayesinde, bedenimize salgılanan stres hormonları  ile daha güçlü, daha hızlı hissederek “savaş ya da kaç” tepkisi veririz. Parasempatik sinir sistemi ise, beynin sakinleştirici kimyasalları vücuda yayılmasını sağlayarak bedeni rahatlatmaya hazırlar. Parasempatik sinir sisteminin aktif olabilmesi için bilinçli bir çaba gerekir. Bilinçli bir çaba ile sakinleşip, rahatlayarak metabolik denge yeniden sağlanabilir.

Amigdala, bizi tehdit eden gerçek bir durum olmasa da, bizim düşüncelerimiz nedeni ile de tehdit altında olduğumuza inanabilir. Amigdala tehdit altında olduğumuza inandığında alarm vererek; karar verme, plan yapma, düşünme ve hafıza süreçlerinden sorumlu olan Prefrontal Kortex ile, beynimizin öğrenme süreçleri ile ilgili bölümü olan Hipokampüs’ün sinyaller almasını engeller. Bu engelleme sonucunda mantıklı, uygun tepkiler vermemiz olanaksız hale gelir. Böyle bir durumda duygu ve tepki arasında hiç boşluk yoktur.

Mindfulness uygulamaları, amigdalanın sakinleşmesini sağlayarak parasempatik sinir sisteminin aktif hale gelmesini sağlar. Böylece beyin ve beden alarm durumundan çıkıp, sakinleşerek ihtiyaç duyduğu boşluğu elde eder. Prefrontal Korteks’e de doğru kararlar alabilmemiz için bilgilerin ulaşması sağlanır. Mindfulness egzersizleri ne kadar sık tekrarlanır, uygulanırsa kişi o kadar kolay ve hızlı sakinleşerek uygun tepkiler verebilir.

Çocuklar ve ergenler gün içerisinde sıklıkla zorlayıcı durumla karşılaşabilir. Kafa karıştırıcı, zorlayıcı deneyimler ve duygular sempatik sinir sistemini aktif hale getirerek bedendeki adrenalin ve kortizol seviyelerinin yükselmesine neden olur. Parasempatik sinir sistemlerini harekete geçiremedikleri, kendilerini sakinleştirmekte zorlandıkları süre boyunca stress hormonlarının etkisi altında kalırlar. Beyinleri alarm halindedir. Stresin beyin ve beden üzerinde olumsuz etkileri olduğu artık herkes tarafından bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.  Beyinleri ve sinir sistemleri gelişmekte olan gençler ise stresten ve stresin olumsuz etkilerinden yetişkinlerden daha fazla etkilenmektedir. Son yapılan araştırmalara göre beyin gelişimi ergenlik boyunca ve gençlik dönemine kadar devam eder (Flannery, 2006: 99).  Mindfulness, çocukları ve ergenleri stres ve stresin olumsuz etkilerine karşı dirençli olmaları yönünde destekler.

Mindfulness uygulamaları, ergenleri kendisinin ve çevresinde olan bitenin farkında olan, duygularını fark ederek kabul eden, duyguları ve tepkileri arasına boşluk koyarak duygularını yönetebilen, nazik, şefkatli, kendisini olduğu gibi kabul eden, özgüvenli, huzurlu, mutlu bireyler olmaları yönünde destekler. Çocuklukta ve ergenlikte edinilen becerilen yetişkinlik dönemlerinde oldukça etkili ve önemli olduğu bilinci ile çocuk ve ergenlerin erken dönemde mindfulness ile tanışmaları, özümsemeleri önemlidir.

 

                                                                                                       Özlem YILDIZHAN

Uzman Psikolojik Danışman, Aile Danışmanı

 

Kaynakça

Broderick, P. C., Jennings, P. A. (2013). Mindfulness for adolescents: a promising approach to supporting emotion regulation and preventing risky behavior. Wiley Periodicals, 136:111-126.

 

Compas, B.E., Connor-Smith, J., Saltzman, H., Thomsen, A.H., & Watsworth, M. (2001). Coping With Stres During Childhod And Adolescence: Problems, Progress, And Potential İn Theory And Research. Psychological Bulletin,127, 1, 87-127.

Erikson, E.H. (1964). Childhood And Society. New York: W.W.Norton

Flannery, Daniel. (2006), Violence and Mental Health in Everyday Life, Lanham, MD, USA: AltaMira Press.

Kabat-Zinn, J. (2009). Full Catastrophe Living: Using the Wisdom of Your Body and Mind to Face Stress, Pain, and Illness. New York, Bantam Dell Publishing.

Lassalle, Hélène: Les 10-13 ans: Peur et passion de grandir, Paris, Autrement, 1991.

Lohman, B.J., & Jarvis, P.A. (2000). Adolescent Stressors, Coping Strategies, And Psychological Health Studies İn The Family Context. Journal of Youth and Adolescence, 29, 1, 15-43.

Parman, T. (1998). Ergensel etkinlikler olarak aşk, cinsellik ve ölüm: Ergenlik döneminde cinsellik (Gelişim ve Sorunları). (Ed. Selahattin Erol, Neslihan Rugancı). Ankara: Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Derneği Yayınları: 2

Price, J. & Stuart, A. D. (2002). A Phenomenological Investigation Of The Experience Of Siblings Of Traumatic Head Injury Survivors. Social Work PractitionerResearch, 14 (1), 80-95.

Semple, R. J., Lee, J., Rosa, D., & Miller, L. F. (2009). A randomized trial of mindfulness-based cognitive therapy for children: promoting mindful attention to enhance social-emotional resiliency in children. Journal of Child and Family Studies. 19:218-229.

Semple, R. J.,& Lee, J. 2014. Mindfulness-based treatment approaches Clinician’s guide to evidence base and applications. Academic Press. 161-188.

 

*** www.mindfulschoolsinstitute.com web sayfası için yazdığım yazıdır.